
ABD’ye DAEŞ teklifi
ABD’ye DAEŞ teklifi
Bünyamin Aygün
bunyaminaygun@gmail.com
Türkiye, yarım asırdır terörizmle mücadele eden ülkeler arasında önemli bir konuma sahip. Bu bağlamda, DEAŞ gibi uluslararası tehditlere karşı gönüllü ülkelerle işbirliği yapmak hem Türkiye için hem de insanlık için büyük fayda sağlıyor. ABD, neredeyse on yıldır Suriye’de DEAŞ ile mücadele ettiğini sıklıkla dile getiriyor. Türkiye ise her defasında işbirliğinin hem bölgesel hem de küresel güvenliğin sağlanması açısından son derece kritik olduğunu, hem istihbarat hem de dışişleri kanalları aracılığıyla Amerika’ya iletti. Son olarak, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in ABD’ye yönelik “DEAŞ’a karşı birlikte mücadele edelim” teklifinin ardında yatan stratejik nedenler hem Türkiye’nin hem de ABD’nin güvenlik politikaları açısından büyük önem taşıyor.
DEAŞ’a karşı mücadelede Türkiye’nin rolü
Türkiye, gerek askeri kabiliyeti gerekse de coğrafi konumu nedeniyle DEAŞ gibi terör örgütlerinin hareket kabiliyetini sınırlama yolunda tecrübeli ve önemli bir ülke. Ülkemiz, DEAŞ’ın Suriye ile Irak üzerinden yürüttüğü operasyonlara karşı, sınır güvenliği ve terörle mücadele alanında dünyada eşine az rastlanır operasyonlar gerçekleştirdi. Ayrıca, Türkiye’nin, DEAŞ’a karşı mücadelede yeterli askeri güç ve deneyime sahip komando tugaylarını görev başına gönderme teklifinin yapılması, Türkiye’nin kararlılığını ve azmini de gözler önüne seriyor.
ABD ile işbirliğinin önemi
Bu teklifin ardındaki temel amaç, yalnızca Türkiye ve ABD arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesi değil, aynı zamanda ABD’nin “DEAŞ ile mücadele ediyorum” diyerek YPG/PYD/PKK güçleriyle yürüttüğü işbirliğinin de önlenmesidir. Türkiye, DEAŞ ile mücadelenin yanı sıra, bu tür örgütlerin bölgedeki etkisini azaltarak kendi ulusal güvenliğini hakkıyla sağlayan tek ülke konumunda. Bu bağlamda, Türkiye’nin, DEAŞ ile mücadelede ABD ile işbirliğini artırma çabası, her iki ülkenin de ortak menfaatleri doğrultusunda daha etkili bir strateji geliştirmelerine ciddi zemin hazırlayacak.
İki ülke arasında teröre karşı işbirliğinin artması, Türkiye’nin DEAŞ’a karşı gerçekleştirdiği operasyonların gücüne güç katarken ABD’ye de kendi stratejik çıkarlarını gerçekleştirmesi için gerekli olan bölgesel güvenliği sağlama imkanı sunacak. Ancak, Türkiye’nin bu talebinin ABD tarafından sessizlikle karşılanması, iki ülke arasındaki güven sorununu daha da derinleştirebilir ve var olan gerginliği de artırabilir.
Eğer ABD, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in teklifine olumlu bir yanıt verirse, bu durumun ilişkilerin seyrini değiştirecek önemli bir adım olacağını söylebiliriz. Böyle bir gelişme, iki ülke arasındaki dayanışmayı güçlendirebilir ve ortak stratejik hedeflere ulaşılması yolunda yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir. ABD’nin Türkiye’nin güvenlik endişelerini ciddiye alması ve somut adımlar atması, sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşmesine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki istikrarın sağlanmasına da yardımcı olacaktır.
Siyasi Engeller ve Beklentiler
ABD’nin Türkiye’nin teklifine neden yanıt vermediği sorusu uluslararası siyasette görülen daha derin engellerin yansıması olarak değerlendirilebilir. Türkiye’nin güvenlik kaygıları ve ABD’nin YPG/PYD/PKK ile olan ilişkileri, iki ülke arasındaki işbirliğini olumsuz etkileyen faktörlerdir. Ancak, her iki tarafın da DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı daha etkili bir mücadele verme isteği, bu engellerin aşılabileceğine dair bir umuttur. Bu umudu yeşertecek adım ise Bakan Güler’den geldi.
Türkiye’nin, hazırladığı komando tugaylarının DEAŞ ile mücadele için ABD’ye sunmuş olduğu teklif, sadece bir askeri strateji değil, aynı zamanda uluslararası güvenliğin sağlanması adına atılmış önemli bir adım olduğunu Türkiye’de her platformda dile getirmelidir. Dediğim gibi, ABD’nin bu teklife daha dikkatle yaklaşması, hem iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine hem de bölgedeki güvenlik dinamiklerinin daha stabil hale gelmesine kesin katkı sağlar. Tabii eğer ABD’nin niyeti gerçekten de Suriye’de DEAŞ ile mücadele etmekse bu teklifi havada bırakmamalı. Yok DAEŞ’i, bahane ederek YPG/PYD/PKK’yı Türkiye’nin tehdit olmaktan çıkarmasını önlemek için kullanıyorsa bunu sokaktaki sade vatandaşımızın bile bildiğini bilmeli.